30 Ekim 2018 Salı

Hayatın Bizden Aldıkları

Hiçbir engelin vazgeçiremediği, bıktıramadığı deli sevda, futbol.. Elinde şemsiye, yağmur çamur demeden topun peşinde koşmak. Eve dönünce elbiselerini batırdığın için annenden yiyeceğin dayağı bile düşünmeden. Keşke büyümeseydik, hep çocuk kalsaydık. Ya da en azından içimizdeki çocuğu öldürmeselerdi..

8 Ekim 2018 Pazartesi

Ovit Tüneli

Merhabalar;

Bugün size Türkiye'nin en uzun, çift tüplü tüneli olarak da Dünya'nın en uzun tüneli olan Ovit Dağı Tünelinden bahsedeceğim.

İstikametlerini tarif etmek gerekirse, Erzurum'dan Artvin istikametine giderken İspir bölgesinden sola doğru dağ yoluna saptığınızda sizi karşılıyor. Tam ters istikamette ise, Rize-Erzurum kara yolunda İkizdere bölgesinde başlayan bir tünelden bahsediyorum.

                                 

Bölge halkının yıllardan beri çığ, heyelan vb doğal afetler ile kapanan bir yolu imiş bu Ovit Dağı. Belki de önemli durumlar da ulaşılamıyordu bile.

Ben Erzurum'dan Artvin tarafına doğru geçerken, asıl istikametim olan Rize tabelasını gördüğümde saptım bu yola. İlk başlarda stabilize bir köy yolu karşılıyor sizi. Sonrasında yol çalışmalarının devam ettiğini görüyorsunuz, yani şantiyelerin içerisinden geçiyorsunuz. Eğer yakıt durumunuz kritik ise muhakkak tünele girmeden alın, çünkü bir sonraki istasyon yaklaşık 100 km falan sonra İkizdere'nin sonuna doğru sizi karşılayacak. Ben bilmeden girdiğim bu yolda, stabilize yollardan geçtikten sonra bir tünele girdim. Bunun Türkiye'nin en uzun tüneli olduğunu bilmiyordum. Benzin göstergem de tek çubuktan ibaretti. Tünele girdiğimde ''Ovit Tüneline Hoş geldiniz'' tabelası ile birlikte uymamız gereken bir sürü kuralları sıralayan ışıklı levhalar gördüm. Tünelin içi yeşil ve mavi ışıklandırmalar ile ışıklandırılmış. (Şampiyon Rizespor 😊) Tünelin belirli bölümlerinde diğer tüp tünele geçişler gördüm. Yaklaşık 5 km gittikten sonra, girişteki tabelaların aynısı gördüm ve artık herhalde tünel bitiyor dedim. Ama karanlık git gide artıyor ve başa dönmüşcesine devam ediyordum. Yaklaşık 5 km sonra yine aynı tabelalar ve aynı umutlarla doldu içim, ama nafile karanlık yine başa dönmüştü. 😟 Bir süre sonra kapalı alan fobisi olmasa da başlıyor insan da, herhalde bitmeyecek  diyordum kendi kendime. Benzin göstergesi de dipte olunca, ''ulan burada kalırsam ne ederim'' diye düşünmeye başladım. Sonrasında bir aydınlık, beyaz bir ışık gördüm ufukta. Sanırım bu kez gerçekten bitiyordu. Ve gerçekten bitti. Sonrasında İkizdere'ye girişte oturduğum Adem Baba'nın yeri diye bir restorant tarzı ufak bir işletme de öğrendim Ovit Dağı Tüneli olduğunu. Hemen araştırdım baktım. Türkiye'nin en uzun tüneli olduğunu gördüm. Toplam uzunluğu 14,346 metre, yani yaklaşık 14,5 km...



Bölge halkının, bu tüneli ne kadar beklediğini hiç sormayın. Onlara ilaç gibi gelmiş. Zaten her yerde heyelan bölgesi tabelasını görürsünüz gittiğinizde. Muhtemelen heyelanlar sebebi ile çok sık kapanan bir yolmuş ki, mutlulukları da o denli fazla şuan da.

Kim yaptıysa iyi iş çıkarmış diyebilirim. Ufak bir uyarı sadece, eğer kapalı alan fobiniz varsa ürkütücü gelebilir. Bunun yanı sıra benzin tedariğinizi yapıp da girmezseniz, bunaltıcı gelebilir. 😊

Ne denir ki, vatana millete hayırlı olsun. Bizim kıymetini anlamam zor tabi o coğrafya da yaşamadığımız için. Ama eminim bölge halkı için çok çok kıymetlidir. Tekrar geçmek nasip olur mu bilmem. Lakin bir daha ki sefere Ovit Tüneline giden yollar da güzel olur diye umut ediyorum.

Saklıkent Kanyonu

Merhabalar;
Fethiye'de bulunan Saklıkent Kanyonu'nundan bahsedeceğim size. 

Eğer Antalya-Çavdır istikametinden gelirseniz, Seydikemer ilçesinden hemen sonraki ilk adadan sola dönüyorsunuz, hiç Fethiye istikametine gitmiyorsunuz. Yok eğer Muğla-Dalaman veya Denizli-Çameli istikametinden geldiyseniz o zaman Antalya istikametine doğru devam edip, Seydikemer ilçesine gelmeden sağa giriyorsunuz. Yani istikametiniz bu şekilde olmalıdır. Zaten artık navigasyon ve yön bulmamıza yardımcı bir çok ekipmanımız var diye düşünüyorum. 

Saklıkent'e geldiğinizde, kanyon girişinde sizi büyükçe bir otopark alanı ve gişeler karşılıyor. Gişelerden geçerek kanyonun kayalıklarına sabitlenmiş demir bir köprüden geçerek kanyonun başlangıcına ulaşıyorsunuz. Burada küçük de olsa çay, süt mısır, meşrubat gibi dinlenip suyun akışını izleyebileceğiniz yiyecek içecek alanı var. Giderken yanınızda sandalet veya deniz terliği tarzında bir şeyler alın derim, eğer unutursanız da sorun etmeyin, çünkü az önce bahsettiğim yiyecek içecek alanında 6 TL'ye kiralayabilirsiniz. (2017 fiyatıdır) 





Kanyona giriş yapalım isterseniz. Suyun yerden çıktığı, yani kaynağı olduğu yer tam da kanyonun girişinde. Buradan kanyonun girişine girebilmek için irili ufaklı kayalardan geçip, buz gibi ve akıntısı olan bir suda ilerlemeniz gerekecek. Ama özellikle kayalardan inerken yosunlu olma ihtimaline karşı dikkatli olmanız gerektiğini söylemem lazım. Özellikle suyun akışının yoğun olduğu noktada karşı tarafa çekilen halata tutunarak geçmenize tavsiye ederim. Çünkü bastığınız yerde kayalar ayağınızı acıtıp dengenizi kaybettirebiliyor. 



Kanyonun en zor ve çetrefilli olan kısmı burası. Bu ilk aşamayı geçtikten sonra pek de bir zorluğu yok. Kanyon içerisinde ilerliyorsunuz. Sizi değişik doğal olaylar sonucu oluşmuş kaya parçaları ve yer şekilleri karşılıyor. Kanyonun mesafesinin 3 km olduğunu hatırlıyorum. Sonlarına yaklaştıkça güneş görecek alanlar çok az veya hiç olmadığı için karanlıkta olduğunuzu göreceksiniz. Ayrıca en sonundaki ufak şelaleye ulaşmak için bir kaç zorlu yüksek ve su olması sebebi ile kaygan olan kayaları aşmanız gerekecek. Muhakkak bir kişinin yardımına ihtiyaç duyun. ''Ben gibi, tek çıkarım, ben hallederim'' havasına girerseniz, düşüp kafayı vurabilirsiniz. Ben biraz kalın kafalı olduğum için çok fazla zarar görmedim, fakat siz aynı şeyi yaşarsanız daha vahim sonuçlar doğa bilir. Onun için yardım alın efendim. 

Kanyonun sonunda kayaların arkasından 2 metre gibi bir yerden aşağıya dökülen küçük bir şelale göreceksiniz. Oranın suyu ilk girişteki gibi şiddetli derece de soğuk olmasa da, yine kayda değer bir soğuğu var. Orada şelale altına girip, fotoğraf çekile bilirsiniz. O küçük şelaleyi gördükten sonra, daha ilerisi yok değil var, fakat geçilmesi yasak. Biz yasakları severiz ama, tavsiye etmiyoruz. Çünkü oradan sonra sizin başınıza bir şey gelmesi halinde helikopterin veya akut ekibinin size ulaşma ihtimali zor. Yasak da bundan dolayı getirilmiş zaten. 

Giderseniz güzel kareler, keyifli anlar yaşayacağınız ve ülkemizin doğal güzelliklerine bir kez daha hayran kalacağınız yerlerden birisi. 

Ayrıca kanyona daha girmeden gişelerden sağ tarafa doğru yönelirseniz, asma bir köprü göreceksiniz. O köprüden geçmeniz halinde Antalya il sınırlarına geçmiş bulunuyorsunuz. Orada bangi jumping ve rafting yapabilme ihtimaliniz var. O bölge özel işletmeye ait bir alan ve daha çok yeme içme eğlence alanları mevcut. Fiyat olarak biraz daha pahalı diyebilirim. Fethiye sınırlarının olduğu yeri ise Seydikemer Belediyesi işletiyor ve fiyat olarak biraz daha uygun. 



Bence gidip görülüp, anılarınıza ekleyebileceğiniz bir yer diyebilirim. Tabi ki görüp kendi kararınızı oluşturmak gibisi yoktur. Deneyimleyin derim. 

İyi seyahatler dilerim...

Hayallerinize Sizde Ulaşabilirsiniz...

Merhabalar;

Bundan yaklaşık 3 yıl önce bir karar almıştım. Motosiklet ile Türkiye turu yapacaktım. Tabi bu turu gerçekleştirmek için elimde uzun yol yapabileceğim bir motorum, yol boyunca her türlü ihtiyacımı karşılayacak kadar param ve gerekli ekipmanlarım olması gerekiyordu.

Tura çıkmaya 3 yıl önce karar vermiştim ya, yani hedefimi belirlemiştim. Bu 3 yıllık zaman zarfında önce motosikletimi bu yollara gidebilecek, beni yormayacak bir motosiklete çevirmem gerekiyordu. Çünkü bu kararı verdiğim de altımda Kawasaki ZX6-R vardı. (Aşağıda görselini görebilirsiniz) Tabi Racing bir motosiklet ile uzun yolun ne kadarı çekilebilirdi ki? O motorumu sattım ve üzerine 5.000 TL daha borçlanıp Yamaha Fazer 8 aldım. Bu hem uzun yola gidebilecek, hem biraz daha rahat, hem de biraz daha itidalli bir motosikletti. (Bu motosikletin fotoğrafını da aşağıda görebilirsiniz) Bu 5.000 TL'yi öderken 1 yılı devirdim zaten.

KAWASAKİ ZX6-R 2012                                                                         YAMAHA FAZER8 2014

Daha sonra yolculuk için gerekli ekipmanları tamamlamam gerekiyordu. İşte sırtlık, elbiseler, koruyucular, çadırdır, uyku tulumudur falan... Bunları tamamlarken de 1 yıl daha geçti mi? Tam her şey olacak derken, ben işsiz kaldım mı? 😏 Artık zor olacağını düşünürken, birikmiş bir kaç bin lira ile işsizlik maaşım yerken, ne olursa olsun bu sene gideceğim dedim. Gerekirse çadırda kalacaktım, çok gazlamayıp motosiklete az yaktıracaktım falan... Ama beynimde, içimde olup bitenleri hayal edemezsiniz. her gün hayal kurup sabahına o hayalin ''püf'' diye kaybolmasını düşünün, öyle bir durumdaydım yani. 

Sonra işsizlik zamanımda bir işe girdim. 7-8 ay askeri ücretle çalışacaktım işte. Hem masraflarımı çıkarıp hem de biraz kenara para atabilirsem belki hayalimi gerçekleştiririm diye düşünmüştüm. Bir yerinden başladım işe ve sayılı gün çabuk geçti. 7-8 aylık süreç bitti. Benim planladığım tarihler gelip çatmıştı. Her şeyim hazırdı; motosikletim, ekipmanım... ama en önemli şey olan nakit, yani keş para yoktu. 😞 Ama kafaya koymuştum gidecektim. 3.000 TL borç aldım, sonra ufak ufak ödeyecektim. Bu arada kısa süreli girdiğim iş yerinde uzun süreli çalışma imkanı doğdu ve yıllık iznim de dolmamıştı. Lakin hayallerimi gerçekleştirecektim ya, izin istedim vermezlerse de çıkmayı göze aldığımı söyledim. Sağ olsunlar anlayışla karşıladılar. ''Delidir, ne yapsa yeridir'' dediler herhalde. 😋

Sonra ben tam da istediğim tarih aralığında cebim de borç alınmış 3.000 TL para ile 3200 km'lik bir macera için yola çıktım. Tamamen programsız, plansız, rotasız bir maceraydı.

Benim hikayemden yola çıkarak şunu söyleyebilirim. Daha önce de bahsettiğim gibi, bir hayaliniz varsa önce hedef belirleyin, sonra o hedefe erişecek parametreleri belirleyip o yolda mücadele edin. Sonrasında emin olun, çorap söküğü gibi geliyor işler. Evet paranın her şey olduğu şu zaman da, çok az bütçelerle, çok güzel yerler görülüp, çok güzel şeyler yapılıp anılar biriktirebilirsiniz. Ve bir not daha, aldığım paranın 1.000 TL'sini de geri getirdim. Yani 1 haftalık yolculuk bana 2.000 TL'ye mâl oldu. Yeter ki isteyin ve o yolda doğru kanallardan geçerek ne yapacağınızı belirleyin. Emin olun sonrasında her şey kendiliğinden gelecek.

Hayallerinizi gerçekleştirmeniz ümidiyle, hoşça kalın....