27 Ağustos 2018 Pazartesi

Yamaha NMAX 155 İncelemesi

Merhaba,

Bugün, Yamaha scooter ailesinin en küçük kardeşinin bir büyüğünden Yamaha NMAX 155'ten bahsedeceğim.  Şunu da belirtmek isterim, burada yazdığım, anlattığım tüm motosikletleri, muhakkak uzun soluklu kullanmışımdır ve öyle yazıyorumdur. 

Bu scooter, Yamaha'nın XMAX serisindeki scooterler gibi çok cüşseli, vücutçu bir scooter değil, daha çok şehir içi kullanımına müsait bir scooterdir. Daha küçük hacimli, çok daha az yakan ve her işinizi görebileceğiniz bir makineden bahsediyorum. 

Teknik özelliklerini Yamaha'nın sitesinden bulabilirsiniz. Çok teknik detaylara girmeden, daha çok kullanım özellerini anlatmaya çalışacağım. Evvela çok az yakıt tüketimine sahip bir makineden bahsediyoruz. Ortalama yakıt tüketimi 0,17-0,18 krş'lar da idi benim kullandığım zamanda. (Benzinin litre fiyatı 5,5 TL civarlarında iken) Bunun yanı sıra, sınıfındaki 150 cc'lik tüm scooterleri, amiyane tabirle tokatlayan bir hıza ve kıvraklığa sahip. Yamaha'nın kronik özelliği olan sert kullanımdan bahsetmiyorum, o tüm motosikletlerinde var. Lakin bu makine aralara giriş ve çıkışlarda, seriliği ile sizi arabaların sıkıştırmalarından kolayca kurtarıp, bir kahraman gibi yoluna devam eden bir scooter. 


Yamaha bu scooter için Unisex demiş. Hem bayanlar için hem de erkekler için kullanımı rahat manasında. Çünkü X-MAX 250 tecrübemde oldu, o motorda ayaklarımı yere koyup denge sağlarken zorlanıyordum. (Ki ben 1,90 boyunda bir kişiyim) Bu hem sele yüksekliği, hem de kullanım kolaylığı bakımında daha mutedil bir motosiklet olmuş ve gerçekten de Yamaha'nın dediği gibi Unisex bir scooter.

Bunun yanı sıra kalkışları çok seri ve güzel. Hatta en yakın rakibi Honda PCX 150'ye bir iki boy fark attığı söyleniyor, ben denemediğim için bir şey diyemiyorum. Fakat bu iki motorun incelemesini rahmetli Barkın Bayoğlu yapmıştı, yazının sonunda o videonun da linkini atacağım. 

Makine de en güzel özelliklerden birisi, ön arka disk ve abs olması. Abs de kötü çalışan bir abs değil, gerçekten kayacak artık dediğiniz an da, diskleri ısırıyor. Abs'sinde ben bir sıkıntı görmedim. Bagaj hacmine gelecek olursak, sele altı tam kapalı XL kaskı rahatlıkla alıyor. Bunun yanı sıra, ruhsat, mikro fiber bez, vesaire gibi ufak tefek malzemelerini de alıyor. Ayrıca gidonun hemen sol kısmında yine telefon koymak veya ufak tefek ıvır zıvır malzemenizi koyacak bir yer daha yapmışlar. 

Kötü özelliklerinden bahsedecek olursak; diğer scooterler gibi aranıza malzeme koyabilecek bir yeriniz yok. Marketten ekmek aldınız onu bile rahatça koyup gidebileceğiniz bir yer yok. Bununla birlikte bir diğer kötü özelliği, amortisörlerinin çok sert olması. Girip çıktığınız her çukur, tümsek, üzerinden geçtiğiniz ufak bir taş parçası, size üzüntülü anlar yaşatabilir. Bu amortisörler ile yoldaki her şeyi hissediyorsunuz. Ayrıca biraz kilolu iseniz, amortisör en sonuna kadar dayanıyor ve keçelere vurmaya başlıyor. Bir süre sonra da tekerlek çamurluğa sürtüyormuşçasına bir ses alıyorsunuz.   

                         

150 cc'lik bir motosiklet deyip uzun yola çıkamayız diye üzülmeyin, istenilirse çok uzak olmamak kaydıyla uzun yollara da gidebilecek bir scooter. Maksimum hızlarını soracak olursanız, 120 bandını görüyor. Bu söylediğim hızın üstüne çıkmıyor değil çıkıyor, fakat yokuş aşağı olması veya motorun hızını iyi almış olması gerekiyor

Son tahlilde, şehir içinde her türlü işinizi görebileceğiniz, dilerseniz ufak çaplı uzun yollara gidebileceğiniz, kullanımı ve selesi rahat bir makine. Dediğim gibi tek sıkıntı yaşayacağınız noktası sert amortisörleri. He bunun yanı sıra benzin depo kapağı elinizde kalıyor 😁 O özelliği de hoş değil yani. Bunun haricinde alıp, keyifli zamanlar geçirilebilecek bir motosiklet. Ağustos 2018 fiyatı 16.000 kusur TL. Bir deneyip kendi kararınızı oluşturmanızı tavsiye ederim. 

Karşılaştırma ve inceleme video linklerini atıyorum. Görsel olarak da oradan izleyebilirsiniz. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, kendinizi imha etmeyin. Hoşça kalın...




Psikolojide Onay Arama-Kendi Kararını Verme

Merhabalar dostlar;

Bugün motosiklet değilde, biraz daha farklı bir şeylerden bahsedeceğim. 

Yine motosiklet edinmek istediğim zamanlarda karşıma çıkan bir videodan da biraz alıntı yaparak, bu yazıyı klavyeye alacağım. 

Şimdi psikoloji de onay aramak diye bir durum var. Bilir bilmez herkese sorarak, vermek istediğiniz karar üzerinde onay arıyorsunuz. Yani sadece siz değil bunu ben de yapıyorum. Durumu bir örnekle açıklayacak olursak; bir motosiklet almak istiyoruz diyelim veya araba alacağız. Etrafımıza soruyoruz, ''bu araba iyi midir?'',''bu nasıl bir motosiklettir'' diyerek. Sorduğumuz kişi yakın çevremizden insanlarda olabiliyor, hiç tanımadığımız kişilerde. O konu hakkında bir yetkinliği var mı onu da bilmiyoruz. Ama gönlümüzü teskin edip, rahatlatacağız ya, soruyoruz işte...

Halbuki 21.yy'da yaşayan, herkesin elinde koca koca telefonlar, tabletler, bilgisayarlar olan insanlarız. Araştırsak ya! Olmaz! İllaki etrafımıza soracağız... Etrafımızdaki insanların dost mu? düşman mı? olduklarını bilmeyiz! İyi görünüp, kötülüğümüzü mü ister? bilmeyiz. Ama yine de sorarız işte... Bu uğraşlarımızın hepsinde, başta bahsettiğim şey yatıyor aslında, ''Onay Aramak''...

Onay aramayın, aramayalım. Hep bildiğimizi yapalım. Yani bildiğin yol kötüyse kop git, kötüye düş demiyorum. Kötü olan bellidir. Evet istişarede şarttır, yapalım. Ama illa birine soracaksak, araştırıp içimize soralım. Mesela bir şey mi alacağız abi, içimize siniyorsa alalım. Biz onu aldığımızda milyon tane insan, ''tüü bu mu alınır?!'',''ne boktan bir karar vermişsin!'' gibi sözler sarf etse de, biz mutluysak hiç arkamıza bakmayalım. Yani bu durum sadece materyalleri kapsayan bir şey değil, aşk gibi, sevgili gibi, dostluk gibi soyut durumları da içerebilir. Çünkü emin olun herkes bir şey diyecek sorarsanız. Hiç kimse de demiyor ki ben bilmiyorum bu konuyu diye. Özellikle bizim milletimizin insanı her şeyi bilir. Aklı yoktur çoğunun, ama fikri vardır!!!

Bir konu hakkında karar verecekseniz, size naçizane verebileceğim en büyük tavsiye onay aramayın olacaktır. Çünkü artık ben öyle yapıyorum. Aramaya kalktığımda hep bir köstek olma durumunun çıktığını gözlemliyorum. Çünkü artık olumlu enerjiler taşıyan insanlar değiliz ne yazık ki. Hep olumsuzlukları düşünüyoruz. Ama alacağınız, satacağınız, harcayacağınız her ne varsa; eğer siz onu yaptığınız da mutlu olacaksanız yapın! Belki, mutlu olacağınızı zannedip yaptığınız şeylerde mutsuz da olabilirsiniz. Ama en azından başkasının kararı değilde, kendi kararınızın pişmanlığını veya mutsuzluğunu yaşamış olursunuz. Başkasının telkinleri veya onayları ile bir işe girişirseniz, sonu hüsran olursa, hem sizin kararınız olmayacak bunun keşkesini yaşayacaksınız, hem de başkasının vermiş olduğu kararla yanlış tercih yapmış olarak mutsuz olacaksınız. En iyisi mi siz, kendi kararınızın pişmanlığını yaşayın ki, mutsuz olacaksanız da ikiye katlanmamış olsun. 

Yaşadığımız hayatlar bizim hayatımız, bunu hiç bir zaman unutmayın! Siz nerede, ne şekilde, hangi okulda, hangi işte veya hangi kızla, hangi erkek ile mutluysanız, mutlu olduğunuz yere aitsinizdir. Onun için onay aramaktan vazgeçip, mutluluğa adım atın. Başkasının ne dediğinin bir önemi olsun hayatınızda, lakin kararınızda sizin mutluluğunuz etkin olsun. Başkasının kararlarıyla kendi hayatınızı yaşamayın!!! (Zaten böyle yaparsanız, kendi hayatınızı da yaşamış olmayacaksınız!) Böyle yaparsanız emin olun, mutsuz olmasanız bile keşkeleriniz olacak. 

Keşkeleri olmayan, özgür insanların kendi kararlarını verebildiği ve mutlu olduğu bir gelecek diliyorum. 

Unutmayın, hayat sizin hayatınız... Nasıl yaşamanız gerektiğinin kararını da SİZ verirsiniz...    


26 Ağustos 2018 Pazar

Tork Canavarı Yamaha MT07

Merhabalar,

Bugün de, daha önce kullanmış olduğum, yine 1 yıl kadar yollarda bana yoldaşlık eden, yaren olan, Yamaha MT 07 modeliyle ilgili görüşlerimi paylaşacağım sizlerle.



2016 yılında 6500 km de almıştım üstte görmüş olduğunuz fıstığı. Başta Yamaha R-25 olmayı düşünürken, Ankara'da bir arkadaşımın tavsiyesi ile MT 07'ye yönelmiştim. İyi ki de böyle bir tercih yapmışım. O zaman 20.000 TL gibi bir fiyata ilk sahibinden aldım. Almadan önce de tüm tanıtım videolarını izledim. Bahsettikleri makine altımdan hemen kaçı verecek, gaza dokunmaya korkacağım bir makine izlenimi yaratmıştı. İlk bindiğimde bundan olsa gerek bayağa korkmuştum. Yaşadığım şehire 250 km uzaklıkta bulunan bir yerden getiriyordum. Dedim ya, ilk bindiğimde korkmuş, dizlerim titremişti. Fakat yol boyunca alıştık birbirimize. O zamanlar hiç bir şey bilmiyorum ve tecrübem de sıfır seviyelerinde. Hatta ilk motosiklet malzemelerimi de (kask, eldiven, ceket vb.) satış işlemi gerçekleştikten sonra almıştım. 

Neyse bu kadar gevezelik yeter. Makine nasıldır? derseniz. O kısaltmış oldukları M ve T harfleri var ya, işte o harflerin açılımını tamamıyla karşılayan bir motor diyebilirim. Türkçe karşılığı Tork Canavarı!!! İsmiyle ne kadar müsemmalı anlatamam. 

600 kusur cc, çift silindirli, 75 hp beygir gücünde, tork alt devirlerden kudurarak gelen, sıvı soğutmalı bir canavardan bahsediyoruz. Öyle bir geliyor ki güç, eğer bileğiniz iyi değilse sıkıntı yaşayabilir, hatta motoru kafanıza geçirebilirsiniz. Zaten 1. vites de 30-40 ile giderken gazı açtığınızda kendiliğinden tekere geliyor. Yok teker ısınmamış, yere tutunmadı mı? O zamanda sağa sola kafası nereye giderse, oraya arka tekerleği savuruyor. Kafa nereye biz oraya durumu var yani. Kesinlikle tecrübesi olmayanlara tavsiye edilecek bir motosiklet değil. He şimdi diyeceksiniz, senin de tecrüben yokmuş diye. Siz ben kadar şanslı olmaya bilirsiniz diye uyarayım istedim. 

Hızlanması, kalkışı gidişi mükemmel bir motosiklet. Fakat 190-200 km hızlara çıktığınızda boynunuz, beliniz, sırtınız rüzgara mukavemetten dolayı ağrıya bilir. Bu naked motosikletlerde kaçınılmaz bir durumdur zaten bilenler bilir. 

Oturuş pozisyonu rahat, titreşimi makul seviyeler de olan, aslında tipi hiç bir şeye benzemeyip, acayip şekilde şekil görünüp ilgi gören bir motosiklet. Yakıt tüketimine gelecek olursak. Yine gaz açmadığımızda 100 km de ortalama 4,5-5,5 Lt'ler arasında yakıt tüketen, fakat gazı açtığımızda ise 8 litreleri rahat gören bir makine. Yani çok basarsanız çok yakacak. Ayrıca bu motora egzoz takmayı düşünüyorsanız, bir daha düşünün derim. Çünkü taktığınız hemen hemen her egzozda felaket bir patırtı, muazzam bir sükunet bozucu karşınıza çıkacak. Ben abone olduğum otoparktan şikayetler üzerine kovulmuş bir daha alınmamıştım çünkü. 😂😂😂 



Son tahlilde; şehir içinde rahat kullanımı olsun, canım sıkıldığında şehir dışına da gideyim, aralara derelere girişlerde beni zorlamasın, ben bileğime hakimim, öyle gaz koluyla bir tartışmam husumetim yok diyorsanız alın ve yıllarca da keyifle kullanın derim. Fakat tekrar uyarımızı yapalım, tecrübesi az olan, hele 2 ay 125'lik, sonrasında 3 ay 250'lik kullandım, artık tecrübe sahibi oldum diyerek başına geçenlerin, motoru nasıl başına geçirdiklerine dair videolarla dolu internet. Hatta sizin için aşağıda MT07 kazalarını paylaşayım. Kararını siz verin.



Kendinizi imha etmeyin, görüşmek üzere... 

25 Ağustos 2018 Cumartesi

Artıları ve Eksileriyle Yamaha Fazer8

Merhabalar,
İngilizcesi yapmak-etmek olan Fazer, isminin özelliklerini taşıyan bir motosiklet diyebilirim.
Spor kullanım mı istiyorsunuz? İstediğiniz apaçiliği yapabilirsiniz. Çantaları takıp yengeyle, arkadaşınızla seyahate gitmek mi istiyorsunuz? Ona da gelir. Hayır efendim ben efendi efendi kullanacağım bunların hiçbirini yapmayacağım mı diyorsunuz? Ona da gelir. Hem şekil, hem yarım karenajlı, agresif duruşuyla ''vav, üf'' dedirten bir motosiklet ise hayaliniz, Fazer 8 sizin için doğru adres olacaktır.
FZS 6 serisi ile başlayıp, zaman içerisinde bir takım değişiklikler göstererek FZ6, Fazer 6 ve en sonunda da Fazer8 olarak şekil bulup ve yine bu şekilde üretimi sonlandırılmış bir motosiklettir Fazer 8. 2014 yılında piyasaya sürülen MT ailesinin çok tutması sebebi ile de olsa gerek,  2016 yılında en son üretimi yapılmış ve üretimi sonlandırılmıştır. MT ailesinin çok tutması sebebi ile demem, hâlâ Avrupa'da ülkemizde MT 07 - MT 09 ve MT 10 diye adlandırdığımız serileri FZ olarak geçmesidir.
748 cc, 4 silindir, 113 ph beygir, su soğutmalı, 225 kg dolu ağırlığı (yağ,bal,su,benzin herşey dahil) bulunan bir makineden bahsediyoruz. Evet günümüz şartlarına göre biraz ağır diyebiliriz. Zaten MT09 20 kg hafifliğiyle Fazer'a belden aşağından burdan vurdu sanırım. Hemen hemen aynı beygir güçlerine ve cc'lere sahip motor blokları olmalarına rağmen 20 kg'lık ciddi bir ağırlık farkıyla daha iyi uzayan MT07 ve MT09, Fazer 8'in sandalyesini tekmelemiş gibi görünüyor.
Yurt dışında ciddi bir seveni bulunan, fakat ülkemizde seveni olduğu kadar sevmeyeni de olan bir motosiklettir Fazer 8. Çünkü eski modeli olan Fazer 6'dan dolayı kötü bir şöhrete sahiptir. İyi gidip, daha iyi duramama gibi problemi olması sebebi ile çok patlayan olmuştur. Fakat Fazer 8 de aynı problemler  var diyemem. İyi çalışan bir ABS'ye sahip (ABS'li modelleri için konuşuyorum). İyi gittiği gibi, iyi de durabiliyor.

Ben Fazer ile 15.000 km'ye yakın bir yol yaptım. Uzun km'ler şehir içinde de kullandım, şehir dışında da. Şehir içinde ısınması diğer motosikletlerle hemen hemen aynı. 101 dereceye geldiğinde fan bağırmaya başlayıp ''tamam abi hemen soğutuyoruz'' diyor. Şehir dışında da taş toprak, asfalt her yerde gitmiş biri olarak, performansında bir problem var diyemem. Yakıt konusuna gelecek olursak; 3200 km'lik bir seyahatimde 1055 TL'lik benzin yaktı. (Benzin litre fiyatı 5.50 iken) O zaman için yaklaşık 0,33 krş'lara tekamül eden bir oranı vardı, 4 silindirli bir motosiklet için mükemmel bir değer diyebiliriz. Ortalama hızlarda tabi bu söylediğim rakamlar. Enjeksiyonlu makine en nihayetinde bastığın zaman, 100 km de 7-8 litrelere de çıkabiliyor. Lakin usturuplu kullanırsanız sizi üzmeyeceğini düşünüyorum.
Velhasıl kelam diyecek olursam, Fazer 8 kimin motorudur? Kimler kullanabilir? Kimler kullanmamalı? Bir kere çok uzun km motosiklet tecrübesi olmayan (en az 40.000) kullanmasın derim. Çünkü sakız gibi bir kenara tükürebilecek halleri olan bir motosiklet. Ayrıca çüsse olarak çelimsiz, kısa boylu arkadaşlara da tavsiye etmem. Özellikle şehir içinde 225 kg'lık ağırlığı ile aralara girişlerde zorluk çıkarabilir. Bunun haricinde her işinizi görebilecek, her türlü yola gelebilecek, piste girip viraj yapabileceğiniz, şehir içinde de fıtı fıtı gitmek istediğinizde size hayır demeyecek bir motosikletten bahsediyor.
Şekli, gidişi, duruşu, her yola gelişi ile güzel bir motosiklet Fazer 8. Bir yerlerden edinip, kullanıp tecrübe etmenizi ve kendi fikrinizi oluşturmanızı da tavsiye ederim.
Daha detaylı bilgi almak isterseniz ve canlı canlı makineyi görmek isterseniz. Aşağıda vereceğim video linkinden de Youtube kanalında izleyebilirsiniz.
Bir sonraki tecrübemizde görüşmek üzere, şimdilik hoşça kalın...