27 Ağustos 2018 Pazartesi

Psikolojide Onay Arama-Kendi Kararını Verme

Merhabalar dostlar;

Bugün motosiklet değilde, biraz daha farklı bir şeylerden bahsedeceğim. 

Yine motosiklet edinmek istediğim zamanlarda karşıma çıkan bir videodan da biraz alıntı yaparak, bu yazıyı klavyeye alacağım. 

Şimdi psikoloji de onay aramak diye bir durum var. Bilir bilmez herkese sorarak, vermek istediğiniz karar üzerinde onay arıyorsunuz. Yani sadece siz değil bunu ben de yapıyorum. Durumu bir örnekle açıklayacak olursak; bir motosiklet almak istiyoruz diyelim veya araba alacağız. Etrafımıza soruyoruz, ''bu araba iyi midir?'',''bu nasıl bir motosiklettir'' diyerek. Sorduğumuz kişi yakın çevremizden insanlarda olabiliyor, hiç tanımadığımız kişilerde. O konu hakkında bir yetkinliği var mı onu da bilmiyoruz. Ama gönlümüzü teskin edip, rahatlatacağız ya, soruyoruz işte...

Halbuki 21.yy'da yaşayan, herkesin elinde koca koca telefonlar, tabletler, bilgisayarlar olan insanlarız. Araştırsak ya! Olmaz! İllaki etrafımıza soracağız... Etrafımızdaki insanların dost mu? düşman mı? olduklarını bilmeyiz! İyi görünüp, kötülüğümüzü mü ister? bilmeyiz. Ama yine de sorarız işte... Bu uğraşlarımızın hepsinde, başta bahsettiğim şey yatıyor aslında, ''Onay Aramak''...

Onay aramayın, aramayalım. Hep bildiğimizi yapalım. Yani bildiğin yol kötüyse kop git, kötüye düş demiyorum. Kötü olan bellidir. Evet istişarede şarttır, yapalım. Ama illa birine soracaksak, araştırıp içimize soralım. Mesela bir şey mi alacağız abi, içimize siniyorsa alalım. Biz onu aldığımızda milyon tane insan, ''tüü bu mu alınır?!'',''ne boktan bir karar vermişsin!'' gibi sözler sarf etse de, biz mutluysak hiç arkamıza bakmayalım. Yani bu durum sadece materyalleri kapsayan bir şey değil, aşk gibi, sevgili gibi, dostluk gibi soyut durumları da içerebilir. Çünkü emin olun herkes bir şey diyecek sorarsanız. Hiç kimse de demiyor ki ben bilmiyorum bu konuyu diye. Özellikle bizim milletimizin insanı her şeyi bilir. Aklı yoktur çoğunun, ama fikri vardır!!!

Bir konu hakkında karar verecekseniz, size naçizane verebileceğim en büyük tavsiye onay aramayın olacaktır. Çünkü artık ben öyle yapıyorum. Aramaya kalktığımda hep bir köstek olma durumunun çıktığını gözlemliyorum. Çünkü artık olumlu enerjiler taşıyan insanlar değiliz ne yazık ki. Hep olumsuzlukları düşünüyoruz. Ama alacağınız, satacağınız, harcayacağınız her ne varsa; eğer siz onu yaptığınız da mutlu olacaksanız yapın! Belki, mutlu olacağınızı zannedip yaptığınız şeylerde mutsuz da olabilirsiniz. Ama en azından başkasının kararı değilde, kendi kararınızın pişmanlığını veya mutsuzluğunu yaşamış olursunuz. Başkasının telkinleri veya onayları ile bir işe girişirseniz, sonu hüsran olursa, hem sizin kararınız olmayacak bunun keşkesini yaşayacaksınız, hem de başkasının vermiş olduğu kararla yanlış tercih yapmış olarak mutsuz olacaksınız. En iyisi mi siz, kendi kararınızın pişmanlığını yaşayın ki, mutsuz olacaksanız da ikiye katlanmamış olsun. 

Yaşadığımız hayatlar bizim hayatımız, bunu hiç bir zaman unutmayın! Siz nerede, ne şekilde, hangi okulda, hangi işte veya hangi kızla, hangi erkek ile mutluysanız, mutlu olduğunuz yere aitsinizdir. Onun için onay aramaktan vazgeçip, mutluluğa adım atın. Başkasının ne dediğinin bir önemi olsun hayatınızda, lakin kararınızda sizin mutluluğunuz etkin olsun. Başkasının kararlarıyla kendi hayatınızı yaşamayın!!! (Zaten böyle yaparsanız, kendi hayatınızı da yaşamış olmayacaksınız!) Böyle yaparsanız emin olun, mutsuz olmasanız bile keşkeleriniz olacak. 

Keşkeleri olmayan, özgür insanların kendi kararlarını verebildiği ve mutlu olduğu bir gelecek diliyorum. 

Unutmayın, hayat sizin hayatınız... Nasıl yaşamanız gerektiğinin kararını da SİZ verirsiniz...    


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder